KDV’DE HASILAT ESASLI VERGİLEME
KDV Kanununun 7144 sayılı Kanunla ihya edilen 38. maddesindeki yetkiye dayanılarak 7/2/2019 tarihli ve 30679 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında;
– 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyeler tarafından ruhsat verilen,
– Toplu taşıma hatlarını kiralayan, toplu taşıma hizmetinin hizmet satın alma yollarıyla yerine getirilmesi halinde bu hizmeti sunan ve gelirlerinin tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla tahsil eden,
– Münhasıran il sınırları içinde sürücüsü dahil en az 18 oturma yeri olan otobüsle toplu taşımacılık faaliyetlerinde bulunanların,
hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilmeleri öngörülmüştür.
Öte yandan Kararnamede, bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de hasılat esaslı vergilendirme kapsamına alındığı belirtilmemiş olmakla birlikte, KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 25 Seri No.lu Tebliğde, 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında belirlenen şartları sağlayan bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de yıllık iş hacimlerine bağlı olmaksızın bu uygulamadan faydalanabilecekleri açıklanmıştır.
Hasılat esaslı vergileme usulünden yararlanılabilmesi için toplu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin tamamının elektronik ücret toplama sistemi aracılığıyla tahsil edilmesi gerekmektedir. Hizmet bedelinin (ücretinin) bir kısmının elektronik ücret toplama sistemiyle, bir kısmının nakit veya başka yöntemlerle tahsil edilmesi halinde, hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanılması mümkün değildir. Belediyelerin bünyesinde kurulmuş ve otobüsle toplu taşıma faaliyeti ile iştigal eden iktisadi işletmeler ile doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin %51 veya daha fazlası belediyelere ait şirketler hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanamamaktadır. Ayrıca bu uygulamadan, yalnızca il sınırları içinde otobüs ile yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefler yararlanabilmekte olup, bir il sınırları içinde başlayıp başka bir il sınırları içinde sona eren güzergâhlarda yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu uygulamadan yararlanması mümkün değildir.
Diğer taraftan, mükelleflerin bu kapsamda vergilendirilebilmeleri için münhasıran otobüsle toplu taşıma faaliyetinde bulunulması gerekmektedir. Bu faaliyetin yanında başka faaliyetleri de bulunan mükellefler KDV yönünden hasılat esaslı vergileme usulünden faydalanamamaktadır.
Bu vergilendirme usulünü tercih edecek mükelleflerin, toplu taşımacılık faaliyetini sürücüsü dahil en az 18 oturma yeri olan otobüslerle yapmaları gerekmektedir. Halk otobüsü adı altında bu özellikleri taşımayan taşıtlarla (minibüs, dolmuş, taksi dolmuş vb.) toplu taşımacılık hizmeti sunan mükelleflerin bu usulden yararlanmaları mümkün değildir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulünden yararlanmak isteyen mükellefler, bağlı oldukları vergi dairesine yapacakları başvuruda, 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında yer verilen şartlara ilişkin tevsik edici bilgi ve belgeleri ibraz edecektir. Vergi dairesi tarafından başvurular incelenerek, mükellefin bilgileri kontrol edilecek ve şartları sağlayan mükelleflere, bu kapsamda vergilendirilmelerinin uygun görüldüğü yazı ile bildirilecektir. Bu kapsamdaki mükellefler, söz konusu bildirimin tebliğ edildiği tarihi içine alan vergilendirme dönemini takip eden dönemden itibaren hesaplayacakları KDV’yi hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre aylık vergilendirme dönemleri itibarıyla beyan edeceklerdir. Yeni işe başlayanlardan bu usulde vergilendirmeyi talep edenlerin, işe başlama bildirimiyle birlikte başvuru yapmaları mümkündür.
HASILAT ESASLI VERGİLENDİRME USULÜNDE KDV HESAPLAMASI
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükelleflerin taşımacılık hizmetleri %18 oranında KDV’ye tabidir. Dolayısıyla bu usule tabi mükelleflerin fatura veya benzeri belge düzenlemeleri halinde, hizmet bedeli üzerinden %18 oranında KDV hesaplanması gerekecektir.
Bu kapsamda vergilendirilenler, özel halk otobüsü işletmeciliği ile ilgili elde ettikleri diğer hasılatı da (amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışları, reklam gelirleri vb.) hasılat esaslı vergilendirme matrahına dahil edeceklerdir. Örneğin bu mükelleflerin taşımacılık faaliyetini icra ettiği taşıt aracını satması halinde, satış bedeli üzerinden %18 oranında KDV hesaplanması gerekir.
Ancak hesaplanan KDV tutarları, vergi dairesine ödenecek KDV değildir. 718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında, hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre ödenecek KDV oranı %1,5 olarak belirlenmiştir. Buna göre, hasılat esaslı vergileme usulüne tabi mükelleflerin vergi dairesine ödeyecekleri vergi tutarı, vergiye tabi işlemlerin bedeli ve buna ilişkin hesaplanan KDV tutarlarının toplamına %1,5 olarak belirlenen oran uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır. Ayrıca bu kapsamda vergilendirilen mükellefler yapmış oldukları indirimli orana tabi işlemler ile istisnaya tabi işlemlerini de hasılatlarına dahil edecektir.
Örnek: (A) Özel Halk Otobüsü İşletmesi Aralık/2019 döneminde yapmış olduğu toplam 50.000 TL tutarındaki toplu taşıma hizmeti için 9.000 TL KDV hesaplamıştır. Mükellef bu dönemde akaryakıt, tamir bakım, personel vb. için 40.000 TL harcama yapmış ve 6.000 TL KDV ödemiştir. Bu durumda, mükellefin hasılat esaslı vergilendirme usulünde ödemesi gereken KDV tutarı 885 TL [(50.000+9.000)x%1,5] olacaktır. (Mükellefin gerçek usulde vergilendirilmesi halinde ödemesi gereken KDV tutarı 3.000 TL (9.000- 6.000) olarak hesaplanacaktı.)
Hasılat esaslı vergilendirme usulünü seçen mükellefin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bu dönem için kazancı 10.000 TL (50.000-40.000) yerine, 12.115 TL [(50.000+9.000)–(40.000+6.000+885)] olarak dikkate alınacaktır.
Görüldüğü gibi hasılat esaslı vergilendirmeye tabi mükellefler, yaptıkları teslim ve hizmetler dolayısıyla alıcılar için hesapladıkları ve düzenledikleri belgelerde gösterdikleri KDV’yi gelir olarak dikkate almaktadır. Ancak hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin sattığı mallar veya yaptığı hizmetlere ilişkin olarak düzenleyecekleri belgelerde gösterilen KDV tutarları, KDV mükellefi olan alıcılar tarafından genel esaslara göre indirim konusu yapılabilmektedir.
BEYANNAMENİN DÜZENLENMESİ
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükellefler, bu usule göre hesapladıkları vergi tutarını 4 No.lu KDV Beyannamesi ile vergilendirme dönemini takip eden ayın 26. günü akşamına kadar (115 Sıra No.lu VUK Sirküleri) beyan etmekte ve aynı süre içerisinde ödemektedir.
4 No.lu Beyannamenin “Genel Bilgiler” bölümünden sonra gelen “Hasılat Bildirimi” bölümünde, “Matrah”, “KDV Oranı (%18 veya İstisna seçenekleri)” kulakçıkları doldurulmakta, “Hesaplanan KDV” ve “Hasılat” satırları sistem tarafından otomatik düzenlenmektedir. Bu bölüme, satıştan iade edilen, işlemi gerçekleşmeyen veya işleminden vazgeçilen mal ve hizmetlerin KDV dahil bedeli yazılmak suretiyle, “Net hasılat” rakamı çıkmaktadır. “Vergi Bildirimi” bölümündeki net hasılat, bu hasılata uygulanacak vergi oranı, ödenmesi gereken vergi ve toplam (kümülatif) hasılat rakamları sistem tarafından otomotik hesaplanmaktadır. Mükellef “Düzenleme Bilgileri” bölümünü doldurmak suretiyle beyannamesini elektronik ortamda vermektedir.
HASILAT ESASLI VERGİLEMEDE KDV İNDİRİMİ
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi mükelleflerin, yüklendiği KDV’yi indirim hakkı bulunmamaktadır. Yani bu mükellefler, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri belgelerde gösterilen KDV’yi, 2 No.lu KDV beyannamesiyle tevkif suretiyle ödedikleri KDV’yi ve ithal ettikleri mal ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapamamaktadır. Bu kapsamdaki mükellefler, indirilecek KDV tutarları ile hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre beyan ederek ödedikleri KDV tutarlarını, işlemin mahiyetine göre gider veya maliyet olarak dikkate alacaktır. Gerçek usulden hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, hasılat esasına geçtikleri vergilendirme dönemi beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarını indirim konusu yapma imkânını kaybedeceklerinden, bu tutarları gelir/kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alabileceklerdir.
Bu mükelleflerin indirim hakkı bulunmadığından, iade hakkı doğuran herhangi bir işlem dolayısıyla iade talebinde bulunulması da söz konusu değildir.
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne tabi olan mükelleflerin mal teslimi ve hizmet ifalarında alıcılar tarafından KDV tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak bu mükelleflerin tam ve kısmi tevkifata tabi mal ve hizmet alımlarında KDV tevkifatı uygulayacakları tabiidir. Bu mükellefler, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre defter tutmak ve belge düzenlemek, bu defter ve belgeleri muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde saklamak ve gerektiğinde yetkililere ibraz etmek zorundadırlar.
HASILAT ESASLI VERGİLENDİRME USULÜNDEN VAZGEÇİLMESİ
Hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçen mükellefler, bu usule geçtikten sonra en az 24 ay süreyle bu usulü uygulamak zorundadırlar. Bu süre geçtikten sonra gerçek usulde vergilendirmeyi isteyen mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesine başvurmaları mümkündür. Bu başvuru üzerine vergi dairesi tarafından başvuru tarihini içine alan vergilendirme dönemini takip eden dönemden itibaren gerçek usulde KDV mükellefiyeti tesis edilecektir. Bu mükelleflerin hasılat esaslı vergilendirme usulüne geçtikleri tarihte KDV beyannamesinde yer alan devreden KDV tutarları ile hasılat esasına göre vergilendirildikleri dönemlere ilişkin yüklenilen KDV tutarlarının gelir/kurumlar vergisi uygulamasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiğinden, bu tutarların gerçek usule geçişte indirilecek KDV olarak dikkate alınması mümkün değildir.